EUROVISION’DA HERAKLEITOS GÖLGESİ

heraclitus

M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllarda yaşamış büyük düşünür Herakleitos, Lys Assia’nın 2012 Eurovision Şarkı Yarışması’nda İsviçre’yi yeniden temsil etmek için girişimde bulunmasıyla tekrar hatırlanmayı hak ediyor.

“Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz!”

İnsanlık tarihinin diyalektik güzergahını tek başına özetleyen bu diskur, özellikle ilk yıllarında Eurovision platformunun çok da itibar etmediği bir söylemdi. Kendi içinde muhafazakar, ilkeli, sert prensipleriyle elitist bir duruş sergileyen yarışma, son yıllarda hızla değişen eğilimlerin de etkisiyle Herakleitos’u tekrar haklı çıkartıyor.

Değişen, sadece müzikal beğeniler değil, yayıncılık dinamikleri, oylamaya dayalı kurallar, katılım şartları, gösteri dünyasının kışkırttığı “algı kapıları” ve uluslar arası ilişkilerdeki devinimlerin ister istemez tezahür ettiği şaşırtıcı yakınlıklar.. Zira ezberlerin her aşamada bozulduğu, yeniden inşa edildiği günümüzde, Eurovision da bundan nasibini alıyor..

Ülkelerini birden fazla temsil eden şampiyon solist ve gruplara özetle bir baktığımızda, yorumlarımızdaki kerhen tanımlamalar belirsizliğinden kurtulabilir:

– 1956’nın şampiyonu Lys Assia, 1957’de de İsviçre adına tekrar yarışmış ancak 8. olmuş, yetinmemiş 1958’de de arz-ı endam etmiş 2.likte teselli bulmuştu.

– Lüksemburg’a 1961’de ilk birinciliği getiren Jean Claude Pascal, 1981’deki temsilinde ancak 11.liğe yerleşebilmişti.

– İsveç’in de, aynı nehirde iki kez yıkanma fantezisini terk etmekte zorlanan ülkelerin başında geldiği biliniyor: 1991 birincisi Carola, 2006’da 5.likle yetinirken; 1999 birincisi Charlotte hadi bir daha “kahramanlık” tasladığı 2008’de 18.likle hezimete uğramıştı.

sieger 87

– İrlanda’nın medar-ı iftiharı Johnny Logan ise Herakleitos’a nanik yapan tek temsilci olarak tarihteki eşsizliğini koruyor: 1980 ve 1987’de ülkesine birinciliği getirmekle kalmamış, 1992’de söz ve müziği kendisine ait Why Me? isimli şarkısıyla Linda Martin’i kürsüye çıkartmıştı.. Fakat aynı İrlanda, yeniden temsil projesini Niam Kavanagh üzerinde performe edememiş: 1993’ün birincilik rüzgarını 2010’a tevazuyla taşımak isteyen Kavanagh 23.lük gibi zayıf bir dereceyle Dublin’e “geri” dönmüştü.

– 2011 Eurovision Şarkı Yarışması da Herakleitos’a burun kıvıran katılımlara sahne olmuş ilginç bir yıldır. 2010 birincisi Lena, kendi ülkesinde düzenlenen yarışmada iddiasını her aşamada sürdürse de 10.luk gibi ortalama bir dereceyle ancak hatıraların öznesi olabilirken; aynı yıl, 1998’in şatafatlı birincisi Dana International İsrail adına kimi çevreler tarafından büyük beklentilerle karşılanmasına rağmen daha yarı finalde elenerek büyük hayal kırıklığı yaratmıştı.

İlk katılımlarında zirveye yaklaşmış ama başarılı olamayıp, ikinci gayretlerinde şampiyonluğu ülkelerine getirenler de yazımızın ana fikrini destekliyor: 2006’da Rusya’ya 2.lik getiren Dima Bilan, 2008’de ülkesine ilk birinciliği armağan etmişti. Yine 2001’de Yunanistan adına Antique grubunda solist olarak katılımcı olan Helena Paparizou 3. gelirken, 2005’teki “numara”sıyla Atina’nın şeytanın bacağını kırmasına vesile olmuştu.

Konu, “yeniden katılımlar” kapsamında ilerletilirse çok daha fazla örneğin mevcut olduğunu eurovision takipçileri bilirler. Ama buradaki mesele, eurovision platformunun, eski birincilerini yeniden hangi sıcaklıkta ağırlayıp kucakladığıdır. Geçmiş yılların nostaljik renklerini de sahiplenen, kitsch tüm denemelere joke entry bazında sahnesini açan, trendleri yeri geldiğinde selamlayan, en yoğun etnik çalışmaları da milyonlarla buluşturan eurovision, elbette yeniden katılımlara sahne olmaya devam edecektir. Bu aşamada her tekrar katılımı bir anıştırma, dünden gelen şık bir efekt olarak karşılamakta fayda var… “Bir daha zirveye yerleşir mi?” sorusu, kimi eurovision severler için “Hoştur/Boştur” heyecanı yaratmaya devam ede dursun, “Kimler geldi kimler geçti” varyetesinin en yakışık aldığı organizasyon da Eurovision Şarkı Yarışması olarak bilinmeyi sürdürecektir…

Hereakleitos’a saygılarımızla…