Portekiz’in Eurovision tarihindeki ilk birinciliğinden sonra akıllara hemen anadil ve evrensel dil kıyaslamasıyla beraber ”önemli olan dil midir yoksa şarkı bir bütün olarak güzel mi olmaldır” soruları akla geldi. Sizi bilemem ama benim geldi:)
En son 20007’de Helsinki’ de anadiliyle yarışan bir ülkenin (Sırbistan – Molitva) tam 10 sene ardından Portekizce bir şarkı rekor puanla ipi göğüsledi.
Peki Eurovision tarihinde diller ne kadar önemli oldu? Kazanan şarkıların ardından anadilinde yarışan şarkılar ne derece aldı ? Kimin dili kime dokundu, kimin dili sivri , dilinin kemiği olmayan kim?
1956 ve 1965 yılları arasında ilk yarışmadan bu yana ve yine 1973’ten 1976’ya kadar olan süre itibariyle diller üzerinde hiç bir kısıtlama olmadı.1966 ile 1972’ye kadar ve 1978’den 1998’e kadar olan sürede şarkıların ulusal dilde söylenmesine karar verildi. Ulusal dilde söyleme kuralı aslında 1977 yılından kısa bir süre önce uygulamaya konuldu ancak bazı ülkelerde ulusal dilde söylenmeyen şarkılar seçildiği için o ülkelere izin verildi.
1999 yılındaki yarışmada kısıtlama tekrardan kaldırıldı ve şarkılar herhangi bir dilde gerçekleştirilebildi. Sonuç olarak şarkıların sadece bir kısmının İngilizce söylendiği şarkılar da oldu. Dil serbestisinden sonra şarkılarını uydurma bil dilde yarıştıran (2003 Belçika – Sanomi) ülkeler de oldu.
Bizim ele alacağımız dönem dil tartışmasının tamamen ortadan kalktığı 1999 ve 2017 yılları arasındaki dönem.
1999’da Kudüs’te yapılan yarışmayı Take Me To Your Heaven adlı şarkıyla İsveç kazanırken Kudüs’e Seyahat – Reise Nach Jerusalem adlı şarkıyla Almanya üçüncülük koltuğunda oturuyordu. ‘Maria Magdalena’ isimli Hırvat şarkısı dördüncü, ‘Putnici’ adlı Boşnakça şarkı ise yedinci oluyordu. Güzel şarkılarda dil pek fark etmiyordu. İsrail de İngilizce + İbranice bir şarkı ile 5. sırada kendine yer bulmuştu.
Gelelim milenyuma; 2000 yılında Stockholm’de gerçekleştirilen yarışmayı Fly On The Wings Of Love adlı şarkı ile Danimarka zirvede bitirdi. Almanya uydurma bir dilde söylediği Wadde Hadde Dudde Da ile beşinci, Kada Zaspu Andeli ile Hırvatistan dokuzuncu, Yorgunum Anla diyen Pınar Ayhan ve Grop S.O.S ile Türkiye ise onuncu olmuştu.
2001’de Kopenhag’ın ev sahipliğini yaptığı yarışmayı, Estonya ‘Everybody’ ile zirvede tamamladı. Yunanistan, Yunanca ve İngilizce kardeşiğiyle ‘Die For You’ yu bronz madalyaya taşırken, ilk 3’ü kılpayı kaçıran Fransa, ‘Je Na’i Que Mon ame’ dördüncü ,’Dile Que La Quiero’ ile İspanya altıncı, ‘Wer Liebe Lebt ‘ ile Almanya sekizinci olmuştu.
2002’ye geldiğimizde Talin’in ev sahipliğinde komşusuna, ‘I Wanna’ ile misafir konforunda bir birincilik yaşatırken, ‘Il Faut Du Temps ‘ ile sadece Fransa anadiliyle ilk 10’da kendine rahatça yer bulabilmişti.
2003 yılında gönlümüzün yavru başkenti Riga’da ise ‘Everyway That I Can’ ile Türkiye makus talihini yenerken, Belçika ‘Sanomi’ adlı uydurma bir dilde söylenen şarkı ile birinciliği kılpayı kaybediyordu. Üçüncülük, Rusça söyledikleri ‘Ne Ver Ne Boisia’ ile Rus TATU grubunun oluyordu. Altıncı sırada Avusturya ve yedinci sırada Polonya Lehçe bir şarkı ile ilk 10’daki anadil şenliğini renklendiriyordu.
2004’te Asya ve Avrupa’nın incisi yedi tepeli aziz İstanbulumuz’un ev sahipliği yaptığı yarışmayı, Ukraynaca ve İngilizce ortak yapımı ‘Wild Dance ‘ ile kazanan Ukrayna olurken Sırpça ile Sırbistan&Karadağ ikinciliğe kuruluyordu. ‘Para Llenarme De Ti’ adlı şarkı ile İspanya ilk 10’a ucundan göz kırptı.
2005’te Kiev’e giden yarışmada komşumuz ‘My Number One’ derken, 4.lüğü İbranice ”Hasheket Shenish’ar” koparırken, 6.lığı Moldovaca ”Boonika Bate Toba ” aldı.
2006’da denizin karşı kıyısında Atina’ya konuk olduğumuzda, kabuslarımıza giren ”Hard Rock Hallelujah’ ile Finlandiya söküp aldı, Boşnakça sözleri ile ‘Lejla” Bosna Hersek’e 3.lüğü getirdi.
2007’de Helsinki’de shake’meye doyamaz iken Maria Serifovic Sırpça şarkısı ‘Molitva” ile ilk birincilik gururunu yaşatıyordu Sırbistan ellerine. Karnaval yerine dönüyordu Belgrad. Konvoylar oluşmuştu sokaklarda davullar çalıyordu çılgınca. Sırbistan bayrakları çılgınca dalgalanıyordu. Balkan kızı Elitsa durur mu ? ”more more” diye diye Bulgarca sözler çoğunlukta olup şarkı adı ”WATER’ olmasına rağmen Bulgar’a 5.liği hediye ediyordu. 5 puancıkla ilk 10’u kaybeden ‘Rijeka Bez Imena’ ya üzülmemek elde mi?
Serinin 2. kısmı yakında burada olacak.
Alper Ö.