Eurovision Şarkı Yarışması bitti bitmesine ancak takipçileri yeni bir tartışmaya girdi. EBU’nun jüri ve televoting sonuçlarını ayrı ayrı açıklamasından sonra iki oylamadaki büyük farklılıklar bazı fanların oylama sistemine olan güvenini sarstı. İşte bütün detaylarıyla televoting ve jüri sonuçları:
1. Yarı Final
Birinci yarı finalin tartışmasız birincisi hem televotingde hem de jüride zirvede yer alan Rusya. Bu yarı finalde dikkat çeken ise televotingde 2. sırada olan Estonya’nın jüride 10. sırada yer alması. Televotingde aldığı 6..lık Ermenistan’ı finale taşımış, jürinin Finlandiyayı son sıraya koyması ise Finlandiya’yı finalden etmiş. Hollanda da jüride Top 10’da yer almasına rağmen televotingin gazabına uğrayan ülkelerden. Jüride beşinci olmasına rağmen izleyicilerin oylamasında sadece 15. sırada. Hemen söyleyelim ki Gürcistan bu yarı finalde geçerli oy sayısına ulaşamadığı için sadece jüri oyu kullandı. Televoting bölümündeki Gürcistan oyları jürinin verdiği oylar göz önünde bulundurularak hesaplandı.
1. Yarı Final Jüri Oy Dağılımı
1. Yarı Final Televoting Oy Dağılımı
1. Yarı Final Resmi Sonuç Oy Dağılımı
2. Yarı Final
2. Yarı Final sonuçlarına göz attığımızda bir İsveç hakimiyeti söz konusu. Azerbaycan’ın televoting oylamasında ilk 10 dışında kalması dikkat çekici. Jürilerin Azerbaycan’ı 9. yapması ülkeyi kıl payı finale taşımış. Jüriler Çek Cumhuriyeti’nin finale kalmasını engellese de Polonya’yı 17 ülke arasında 16. sıraya koymaları bile ülkenin finale kalmasını engelleyememiş. Polonya televotingde üçüncü sırada yer aldığı için finale kalmayı başarabilmiş. Polonya’nın sonucu jüri ve izleyici arasındaki büyük bir farkı göz önüne seriyor. Hemen belirtelim ki Azerbaycan, San Marino ve Karadağ’da televoting sonuçları geçerli sayılmadı. Bu ülkelerin televoting sonuçları hesaplanırken jürinin verdiği oylar göz önünde bulunduruldu.
2. Yarı Final Jüri Oy Dağılımı
2. Yarı Final Televoting Oy Dağılımı
2. Yarı Final Resmi Sonuç Oy Dağılımı
Final
Final Jüri Oy Dağılımı
Final Televoting Oy Dağılımı
Final Resmi Sonuç Oy Dağılımı
Ve işte büyük tartışma burada başlıyor. Zira yarı finalden çıkanlardan çok bizleri finalde kimin kazandığı ilgilendiriyor. İlk dikkat çeken şey, İsveç’in finaldeki farklı zaferine rağmen televotingde sadece 3. sırada yer alması. İzleyiciler yarışmayı büyük bir farkla İtalya’nın kazanmasını istemiş. Rusya hem televotingde hem de jüride ikinci sırada yer almış, bu nedenle bulunduğu sıra hem jüriler hem de izleyiciler tarafından desteklenmiş. Tartışmanın başladığı nokta ise İtalya gibi jürilerin seveceğini düşündüğümüz bir şarkının jüri oylamasında bir nevi katledilerek sadece altıncı sırada yer alması. Milyonların izlediği ve oy kullandığı bir yarışmada jüriler İtalya’nın birinciliğini engelleyen ve yarışmayı İsveç’e hediye eden etken olarak görülüyor. EBU’nun detaylı sonuçlarına göz atarsanız bazı jürilerin İtalya’yı sıralamada 26. sıraya kadar düşürmesi de izleyicinin ve takipçilerin gözünde şüphe uyandırıyor.
Diğer ülkelere göz atacak olursak yarı finalde olduğu gibi finalde de jüriler Estonya’nın daha yüksek bir derece almasını engellemiş görünüyor. Estonya televotingde 5. sırada yer almasına rağmen jüriler sadece 11. sırada yer vermiş. Jüriler Estonya’nın yerine Letonya’ya destek vermiş.
Arnavutluk jüri katliamına maruz kalmış bir başka ülke. Televotingde 9. sırada yer almasına rağmen jüriler 20. sıraya koymuş ülkeyi ve yarışmayı toplamda 17. sırada bitirmiş. Sırbitan ise jürilerin düşük oylarına rağmen izleyicilerin uygun gördüğü 10. sırada yer almayı başarabilmiş.
Ermenistan jürinin başka bir kaybedeni. Televotingde 11. jüride 24. toplamda ise 16. sırada yer alıyor. Romanya’da Ermenistan ile aynı kaderi yaşıyor. Televotingde 12. jüride 23. toplamda ise 15. sırada.
Norveç, jürinin desteğiyle ilk 10a giren ülkelerden biri olmuş görünüyor. Televotingde 16. olan Norveç’i jüri 9. yapmış ve toplamda 10. sırada yer almasını sağlamış.
Bu hesaplamalarda da belirtmemiz gerekenler var. San Marino’da yeterli oy kullanılmadığı için jüri oyları geçerli oldu ve televoing hesaplamasında da bu oylar dahil edildi. Makedonya ve Karadağ jüri oyları ise şüpheli bulunduğu için diskalifiye edildi. Jüri oylarını hesaplarken televoting oyarı göz önünde bulunduruldu.
Bunlar gibi daha bir çok çıkarımda bulunabiliriz ama jürinin bu kadar ön planda olması bazı fanları rahatsız etmiş gibi görünüyor. Oylama sisteminin bir kez daha değişmesi gerektiği fikri şimdiden akıllarda yer etmişe benziyor.
Son olarak söyleyelim ki bu yazı hazırlanırken OGAE Türkiye’nin değil yazarın gözlemleri ile bir değerlendirme yapılmıştır. Üyelerimizin düşünceleriyle yazarın düşünceleri birbiriyle uyuşmayabilir, bu nedenle böyle bir uyarıda bulunmak ihtiyacı doğmuştur.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Oylama sisteminden memnun musunuz ya da bazı ülkelerin iyi derece almasının engellendiğini mi düşünüyorsunuz? Bizimle paylaşırsanız seviniriz.
Kaynak/Source: eurosong.be / Jonathan Hendrickx (Tablolar ve hesaplamalar)
Ben Grande Amore’yi çok seviyorum. Deli gibi dinledim, yüzlerce kez. Hadi İtalyan dili ve kültürüne bayıldığım için olsun bu..
Final gecesi sonuçlarla biraz olsun mutluydum, hep “halk anlar mı ya, popera kazananı hiç yok yarışmanın, bak İsveç tam Eurovision şarkısı tabi o kazanacak” yorumları, bahis siteleri tahminleri vs derken, ilk 3’ten çıkmadıkları için bile mutlu hissediyordum, ki uzun zamandır bu kadar tutkunu olduğum bir Eurovision şarkısı olmamıştı.
Ama jüri ve televoting sonuçlarını görünce nevrim döndü. Ve hala bu aradaki farkı kabullenebilmiş değilim.
Bizden oy kullanılmıyor ama dolaylı olarak oy attığım, Lordi’den sonra 2. act, resmen her ülkede jüri tarafından yerle bir edilmişti.
Televoting’de Aleksandr Rybak’tan sonra en çok oy toplamayı beceren, ve her ülkeden minimum 5 ve genelde çok daha fazla puan almak gibi üstün bir başarıya imza eden Il Volo değil de Rus babaanneler de olsa, yarışmayı gerçekten kazanmayı hak ediyordur.
“Rybak kadar” kısmı da önemli. Çünkü bir yarışmacının televotingle ulaşabileceği en iyi nokta o.
Bu da yeni sistemle, jüri istemezse o en iyi noktanın bile kazanamayacağını gösteriyor.
Jüri de ister istemez yarışmanın organizatörlerinin sonuca müdahele etme aracı olarak gözüme çarpıyor.
Bir kere bu sistemin gelmesinin nedeni, televotingle bizim gurbetçilerin bize oy vermesini çok görmeleri. Yani, teoride onlara oy verme hakkını veriyorlar, ama kendi anavatanlarından, genetik olarak kanlarını kımıldatan tarzlardan bir şeyleri beğenme hakkını vermiyorlar.
Hadi Almanya’dan gelen 12 bizim için bile sıkıcılaştığından kabullendik diyelim bu ayrımcı yaklaşımı..
İkinci neden, eğlenceli, o gece dikkat çeken, ama aslında fazla kaliteli olmayan şarkıları yerle bir etmek istemeleri. We are the Winners’ı örnek verebilirim, şimdi olsa 6.lığı alamazdı. Can Bonomo, 4.lükten 7.liğe düşürüldü vs.
Hadi diyelim onu da anladım.
Ama bu sene İsveç ve İtalya arasındaki çekişmenin bu şekilde sonuçlanması çok şey ifade ediyor.
Zaten yarışmada acayip bir İsveç müzik endüstrisi hakimiyeti var, sanki şarkıyı onlara besteletmeyeni dövecekler. Şahsen özellikle Azerbaycan’ın ısrarla bunu yapmasını anlamıyorum, ve düşük oylarının sebebi olarak görüyorum.
Sanki biraz Kuzey Avrupa’nın ‘Müzik nedir, bize soracaksınız, sadece biz biliriz”, ‘yarışmanın galibini sadece biz belirleyebiliriz” demesi. Bizi elektronik müzikle eğlenmeye mecbur bırakması.
Standart olarak onu dayatması…
Bir yandan İngilizlerin bile sevmediği bir İngilizce hakimiyeti (kimse dilinin başkaları tarafından anlamsızca kullanılmasını görmeyi o kadar istemez aslında).
Yani İtalyanca gibi güzel bir dilde, bu kadar güzel söylenen, bu kadar güzel bir şarkı, yarışma öncesi bu kadar youtube gösterimi (26 milyon kadar), bu kadar da fazla oy ve farklı bir halk zaferiyle, yarışmadan galibiyetle ayrılamadığı gibi, bir de hak ettiği “Eurovision’un en çok puan alan birincisi” gibi unvanları ve marketingi de rakibine kaptırıyorsa…
Burada sadece insanlara seçebildiklerine dair bir ilüzyon verilmiş, sonucu önceden belirli ve bahis sitelerinde görülebilecek bir “yarışma” var demektir.
Jürinin daha çok rağbet edeceği düşüncesiyle bir kaç senedir ballad yağmuru var, bu zaten yarışmanın çeşitliliğini öldürdü.
Şimdi de görüyoruz ki, olay kalite de değil, müzik endüstrisinin dayattıklarına benzemek. Yarışmanın lobisi güçlü bir kaç ülke arasında kaldığından, hor gördükleri bir ülkeye gitmediğinden emin olmak.. vs vs.
Televoting’in verdiği özgürlükle gelen çeşitliliği ve eğlenceyi unutabiliriz.
Sistem değişmedikten sonra, yarışma gecesi yapılan “sizin oylarınızla herşey değişecek” anonsu, sadece bu şovu devam ettirebilmek için EBU’nun para dilenmesidir.
Ama oylar çok politik diye diye, halka açık bile olmayan politikaların arasına gömdüler yarışmayı.
Her yerde bu var, nereye bakarsak bakalım, Elnur’un O Ses’i kazanmasında da o var..
Ama bari burada olmayaydı.