[SONGCHECK] – SAN MARINO’13 – “KÜSMEK YOK, YOLA DEVAM!”

Yayımına dün itibarıyla başladığımız, OGAE Türkiye üyelerinin kişisel favorilerini yorumladıkları “Songcheck” yazı dizimize, bugün itibarıyla 2. yarıfinal ülkeleri ile devam ediyoruz. Her ne kadar konumuz bu yılki şarkıları değerlendirmek olsa da, görüp görebileceğiniz en eğlenceli ve keyifli “Eurovision’da San Marino” yazısı ile bu “dört tarafı İtalya ile çevrili” ülkenin dününden bugününe seyahat için Tayfun ÖÇAL’ın kılavuzluğunda zaman makinesindeki yerimizi alıyoruz.

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=xi8mZ2ejLcE&w=560&h=315]

Dört bir tarafı İtalya’yla çevrili San Marino, dünyanın ennnn küçük ülkelerinden biri.

İnanması güç ancak son 6 yılda 4. kez Eurovision’a katılıyorlar. Bu yılki Valentina ilk şansını geçen sene denemişti. Bu durumda 4 katılımda 3 farklı sanatçı/grupla sahnede yer almış olacaklar. ESC sahnesinde kurallar gereği sahnede en fazla 6 kişi yer alıyor bilindiği gibi. Yani 4 katılımda sahnede 24 kişi eder. Delegasyon hariç!

Şimdi bu rakamların ne anlamı mı var? San Marino’nun nüfusu 30 bin efendim. Bu ülke önümüzdeki 20 yıl falan yarışmaya katılmaya devam etse, elindeki müzisyen sayısı bitecek neredeyse…

Bu bahisten nereye mi gelmeye çalışıyorum? Düşünün işte, Eurovision nasıl bir platform ise, şu minnacık ülke bile varını yoğunu koyup ortaya “Ben de varım” demeye çalışıyor. Gözyaşartıcı…

İlk olarak 2008’de Miodio grubunun Complice şarkısıyla şanslarını denediler. İtalya artık kendini iyiden iyiye unutturduğu için ilaç gibi gelmişti bu İtalyanca şarkı. Bir çok fan için gıyabında bir İtalya geri dönüşü olarak bile kabul gördü. Ama ne yazık ki 19 ülkelik birinci yarı finalde 5 puanla sonuncu olup Eurovision’la sarsıcı bir tanışma heyecanı yaşadılar. 5 puanın 2’si, kendilerini en iyi anlayacağını tahmin ettiğimiz kader arkadaşları Andorra’dan gelmişti Şarkı muhteşemdi halen kulağımdadır…

İki sene küsebildiler. Eyvah incittik onları diyorduk ki, 2011’de geri döndüler. Haritadaki tüm katılımcıların istisnasız sahnede yer aldığı güne and içmiş obsesif fanlar derin nefes aldı. Ama aynı sene İtalya’nın derin suskunluğunun bitmesi ve yarışmaya tekrar dönmesi yüzünden tabi ki gölgede kaldılar. Dikkat çekemediler ve yazık oldu. Stand by şarkısıyla, muhtemelen yer yüzünün tek zenci San Marinolu’su Senit temsil etti. Bulundukları yarı finalde yine 19 ülke vardı. Bunlardan biri de kanka oldukarı bizimkilerdi. Yüksek Sadakat grubu yani. Hadi San Marinolular alışıktı da, o gece aynı kaderi paylaşacaklarını kim bilebilirdi. Onlarla birlikte biz de yarı finalde çakıldık. San Marino bu kez 34 puan toplamayı başarmış ve Türkiye’den aldıkları 5 puanla kankalığın boşa gitmediğini ispatlamışlardı. Ki onların da bize 10 puan vermesi, ilerleyen günlerde “şu gaddarcık ülkede Yüksek Sadakat ve Türkiye hayranlığının boyutlarının sorgulanmasına” yol açacaktı. (bkz. Eurovision asla sadece eurovision değildir) Şarkı bence kötüydü. Puanlama skandalı bir yana, Senit’in ülke nüfusundan bile fazla bastırdığı promo CD’leri ve San Marino milli maçında bile olmayan bir San Marinolu kalabalığı nasıl Düsseldorf’a toplayıp bayrak sallattığı halen tartışmalıdır. (bkz.Angelika Agurbash ve Belarus görgüsüzlüğü)

Küsmek yok yola devam dediler. 2012’de Bakü’de, yüksek ihtimalle ülkesinde Miss Eurovision olarak tanınacak Valentina Monetta ile çıkageldiler. Mühtemelen yer yüzündeki San Marino doğumlu tek San Marinolu kadın şarkıcı olan Monetta, Eurovision’un artık kılları ağarmış bestecisi Ralph Siegel ile ortaklığa gitti. Kendi ülkesinde artık istenmeyen adam olan Siegel, her yıl atlası açıp parmağını gezdirerek kendisine bir ESC ülkesi belirlemesiyle tanınır. Bu kez hedefi doğru seçmişti. Seçme şansı bile olamaycak kadar küçük San Marino.
2011’de boyundan büyük skandala imza atan (bkz Türkiye puanlaşması) San Marino, 2012’ye de EBU’nun kafasını ağrıtarak başladı. Facebook’u şarkı adı ve şarkı sözü yaparak son yılların en tuhaf Eurovision cinliğine imza atan Monetta ve Siegel ikilisi, uyarı üzerine şarkıyı sansürledi. Ve belki de gelmiş geçmiş en çok uh’lu ah’lı şarkıyı yaptı. Monetta, gözlerini belerte belerte söylediği bu şarkıyla 31 puan topladı ve 14. olabildi. 31 puanın çoğunu, kaderdaşı olan ufak tefek ülkelerden toplayan San Marino’ya bu kez Türkiye yok Azerbaycan verelim denmişti anlaşılan. Zira Azerbaycan’dan aldıkları 5 puanla, 2 yılda sadece Türklerden 10 puan almayı başarabildiler. Şarkı gelmiş geçmiş en tuhaf dinlencelikti diyebiliriz…

Veee 2013… Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Nasıl bir umut ışığı yakaladılar ve nasıl bir motivasyon aldılar bilinmez, yine Monetta ve yine bir Siegel şarkısıyla çıkageldiler. 16 Mayıs Perşembe gecesi ikinci yarı finalde yarışacaklar Malmö’de… Bu kez en büyük şansları, çekilen çekilene olan bir senede sadece 16 rakipleri olması. İlk 10’a girmek hiç bu seneki kadar kolay olmamıştı aslında. Şanssızlıkları Türkiye bu sene yok. Veee bingo Yine Azerbaycan’la aynı gruptalar. Ve daha önceki katılımlarında kendilerine çuvalla puanlar veren Arnavutluk ve Yunanistan da onlarla aynı grupta. Yani ilk kez finale bu kadar yakınlar. Ve daha da sürprizlisi, şarkıları bu kez dillerde. Siegel amca, ben daha ölmedim dercesine, yarısı melodik bir ballad, yarısı da onun remixi gibi geçen up-tempo bir şarkıyla fancıları tavlamayı başardı. Açıkçası bu seneki ilk 5’ime girdi San Marino. Muhtemelen, Monako’dan sonra Eurovision finalinde sahne alan dünyanın en tenha ülkesi olarak tarihe geçecekler. Kelimeler boyu yerin dibine batırdığımız bu yazıyı, GO SAN MARİNOOOOO diye bitirmek de varmış kaderde!

Tayfun ÖÇAL