STOCKHOLM 2016’NIN ARDINDAN: HÜSEYİN ALTUĞ DEĞERLENDİRDİ 

img 3872

Acısıyla tatlısıyla, bir Eurovision’u daha geride bıraktık. 365 günün biz fanlar için belki de en değerlisi, en anlam dolu günüydü geçtiğimiz cumartesi günü. Birbirinden değerli 26 şarkı sırayla su gibi aktı gitti, İnterval Act’den Justin Timberlake gibi bir Dünya Starı geçti, sunucular sadece sunuculukları ile değil tiyatral ve müzikal başarıları ile de bizleri büyüledi derken, o mükemmel ana geldi sonra sıra. Günlerce, haftalarca, aylarca gelsin diye beklediğimiz o büyülü an 45 dakikayı geçmeden bitiverdi sonra. Kimileri mükemmel şovu ile Sergey alacak diyordu, kimileri ise kusursuz sesi ile Dami. Kiminin favorisi sözleri ile insanı derinden etkileyen Michal’di, kiminin favorisi ise hologramı ile ağzımızı açık bırakan Iveta. Kıpır kıpır enerjisi ile Poli diyenler de vardı o gece, tüm sempatikliği ile Amir diyen de, her sene yarışmayı İsveç yapsın kalite hiç düşmesin Frans alsın diyenler de vardı, benim gibi favorisinin kazanamayacağını bilmesine rağmen bir umut olur mu acaba deyip içten içe favorisini bekleyenler de vardı. (Şahsi favorim Sanja’ydı bu sene bu arada J ) Ama bir kadın vardı ki, herkese her şeye dur dedi, tüylerimizi diken diken etti! Duygularını hiç saklamadı, içimize dokundu adeta. Bir kadın vardı ki, kuşkusuz o gece herkesi büyüledi. Bir kadın vardı ki söktü aldı yarışmayı adeta. Alamaz ülkesinde savaş var diyenlere inat, batı insanını etkileyemez doğu kültürüne ait bu ağıt diyenlere inat, Türkçe sözlerle mi alacak ya yapmayın diyenlere inat, sana inat, bana inat, her şeye herkese inat, bir kadın vardı Stockholm’de! JAMALA! Mükemmel sesi ile, geçmişiyle, hüznü ile, gerçekliği ile söktü aldı şampiyonluğu!
2011 yılında Smile şarkısı ile ulusal finalde Mika Newton’a kaybeden Jamala 5 sene sonra geri döndü Eurovision sahnesine. Hem de ne dönmek! Helal olsun sana Jamala, sonuna kadar hak ettin. Kazandığın an yaşadığım sevinci Eurovision tarihinde başka zaman yaşamadım ben sanırım. Zira 2003 yılında henüz 12 yaşındaydım J Kardeşlerimiz Azerbaycan aldığında ise ne yalan söyleyeyim Jamala kadar bağırmamış, çığlık atmamıştım. 1944 belki benim bu seneki şahsi favorim değildi ama her daim üst sıralarımda yer almıştı. Sanırım birçok fan için de aynı durum geçerli. Herkesin bireysel favorileri bambaşka doğal olarak, ama 1944’ü beğenmeyecek karalayacak kadar sevmeyen çok çok nadir insan var sanırım. Bizi böylesine mutlu ettiğin için, Eurovision’un ruhsuz bir birincisi daha olmasını engellediğin için, sesin için, emeğin için teşekkür ederiz. Seneye Ukrayna’da seni bir kere daha dinlemek için sabırsızlıkla bekliyoruz!

Hüseyin Altuğ