“LIVE-ON-TAPE” PERFORMANS NEDİR?

2020 yılında Hollanda’nın Rotterdam kendinde düzenlecek olan 65. Eurovision Şarkı Yarışması, Covid-19 nedeniyle, tarihinde ilk kez iptal edilmişti. Yarışmanın organizatörü olan Avrupa Yayın Birliği (EBU), 2021 yılında her koşulda yarışmayı yapacaklarını açıklamışlardı. Bu kapsamda katılımcı ülkelerin sanatçı ve delegasyonlarının seyahatinde bir problem çıkması ihtimaline karşı bu yıl Eurovision’da “live-on-tape” yani kayıttan canlı performansların da kullanılması gündeme geldi.

Eurovision organizatör ekibinin bu yıl yarışmayı koşullar ne olursa olsun gerçekleştireceğine dair yaptıkları açıklama sonrası farklı durumlar için farklı eylem planlarını içeren yaratıcı fikirler üretilmişti. Ancak bir yarışma söz konusu olduğu için tüm katılımcıların eşit koşullarda yarışması gerekliliği vardı ve bunu sağlamak organizasyonun karşılaştığı en büyük sorun oldu. Buna çözüm olarak ise “live-on-tape” performanslara karar verildi.

Bu kapsamda bütün katılımcı ülkelerden sahnede gerçekleştirmeyi planladıkları performansın stüdyo ortamında canlı olarak kaydedilecek bir versiyonu istendi. Eğer yarışmacı sanatçı Rotterdam’da bulunabilecekse bu kayıt kullanılmayacak fakat herhangi bir aksaklık yaşanması durumunda bu kayıt tüm ülkelerin performansını güvence altına almış olacak.

Bazı temel kurallar çerçevesinde katılımcılara tamamen özgür bir şekilde ülkelerini en iyi temsil edeceğini düşündükleri performansı sunma imkanı tanındı. Fakat dünyanın farklı ülkelerinde delegasyonlar tarafından yapılacak bu kayıtlarda ülkeler arası adaletin sağlanması da büyük önem arz ediyor.

Her katılımcı ülke yayıncısı “live-on-tape” performanslarını kaydetmeden önce ev sahibi yayıncılara (NPO/NOS/AVROTROS) bağlı bir koordinatör ile görüştü ve bir kayıt oturumu programı, stüdyo planı ve kamera planı belirledi. Ayrıca katılımcı kuruluşlar Prodüksiyon Kılavuzuna Uygunluk Beyanı (Declaration of Compliance with the Production Guidelines) imzaladılar.

Her katılımcıdan 1 saatlik bir süre içerisinde 3 adet performans kaydetmeleri ve bunların içerisinden en beğendiklerini seçmeleri istendi. Bu konuda karar tamamen katılımcı delegasyona bırakıldı. Her bir kayıt seansında Eurovision temsilcileri, bağımsız oylama gözlemcileri ve ev sahibi yayıncı kuruluşlardan görevliler hazır bulundular.

Kayıt seansı olan 1 saatlik süre sonunda katılımcılar kayıtlarını yüklemek zorundalar. Bu kayıt içerisinde televizyonda gösterilecek son mix ile beraber tüm kamera ve ses kayıtları da istendi. Bunun sebebi ise yapılacak incelemeler ile herhangi bir kural ihlali olup olmadığını tespit etmek.

Kayıtlar teslim alındıktan sonra EBU ve ev sahibi yayıncı kuruluşlar tarafından detaylı bir inceleme ve onaylama sürecinden geçirilecek ve yarışmada kullanılacak mix üzerinde tüm görüntü ve seslerin uyum içerisinde olması için bazı ince ayarlar yapılacak. Bu düzenlemelerden sonra final sürümü tekrar katılımcı yayın kuruluşuna gönderilerek onaylamaları istenecek. Bu onayın alınmasıyla süreç tamamlanmış olacak.

Tabi ki istenilen durum bu kayıtların hiçbirinin yarışmada kullanılmaması ve tüm katılımcıların Rotterdam’da sahnede performanslarını sergileyebilmeleri. Fakat pandemi her geçen gün etkisini artırarak varlığını devam ettirdiği sürece Eurovision haftası bazı ülkelerin fiziksel katılım sağlamaları mümkün olmayabilir. Zira Avustralya resmi katılımcı kuruluşu SBS, yarışmaya “live-on-tape” performansı ile katılacaklarını onayladı.

Yarışma sonrasında 39 ülkenin “live-on”tape” performansları “Eurovision Song Celebration: Live-On-Tape” isimli program dahilinde 29 Mayıs akşamı yayınlanacak.