[ONİKİPUAN ÖZEL] – JOAN FRANKA: “BENİ BAĞRINIZA BASTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM, SENİ SEVİYORUM TÜRKİYE!”

Hollanda’yı Eurovision şarkı yarışmasında temsil edecek olan Joan FRANKA, Promosyon için geldiği ülkemizde çeşitli televizyon programları ve gazete röprtajlarına ilaveten Supper Club’ta İstanbul Hollanda Başkonsolosluğunca düzenlenen geleneksel “Queen’s Day” gecesinde de sahne  aldı. Kraliçe gününden önce, Onikipuan’ın acar muhabirleri Helin Ege TOK ve Can ALTUĞLU’nun karşısına çıkan  Joan, Bentley otelde kendisi ile OGAE Türkiye üyelerine özel organize edilen “Meet & Greet with Joan FRANKA” etkinliği kapsamında  üyelerimizle de bir araya gelerek gönüllerinin kraliçesi olmayı da başardı!

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=mELl215N-O4]

Hollanda elemelerini kazanmasını sürpriz olarak tanımlayan Joan FRANKA : “Benim için kazanmak tam anlamıyla sürpriz oldu. Zira, finalde jüri de vardı ve oylarının ağırlığı telefonla verenlerin yanında yarı yarıyaydı, tıpkı Eurovision’daki gibi. Bana oy vermediler. Benim dışımdaki herkese ise verdiler. Eh teşekkür ederim kendilerine ama yine de sevindirici olansa jüri dışında Hollanda’da ki herkesin benim için oy vermesiydi, ki bu benim için çok güzel ve gurur vericiydi.”

Sürekli olarak tartışma konusu olan Kızıldereli konsepti hakkındaysa FRANKA  “Şarkı çocukluk aşkım hakkında, ki  şarkıyı da yazan benim ve bir anımdan hareketle yazdım. Biz çocukken kızılderecilik oynardık. Bu yüzden de, zamanında yaşanmış güzelliklerle dolu anıların, insanlarca  hiç unutulmayıp hatırlandığını göstermek istedim. Gördüğünüz gibi üzerimde tüy var, ki bu da benim için özgürlüğü temsil ediyor,  özgürlüğe sahip olduktan sonra olmak istediğim “ben” olabilmenin özgürlüğünü” diye yanıtlarken,  “Burdan hareketle yarışmada da aynı konseptle mi karşılaşacağız?” şeklindeki soruya da,  “Bunun şimdilik sürpriz olarak kalmasını umuyorum” şeklinde yanıt verdi.

“Hollanda’nın “O Ses” yarışmasında yer aldın. Bu deneyim sana Eurovision’da yardımcı olacak mı? sorusuna ise: “Oldu da zaten! “O ses” öncesinde öyle kendi halinde odasında ve duvarlara şarkı söyleyen biriyken, benim dışarıya açılmamı, insanların önünde şarkı söyleyebilmemi ve onlarla karşılaşabilmemi  sağladı, inanılmaz öğrenme deneyimleri de cabası tabi. Evet gerçekten Eurovision için şimdiden çok faydalı oldu diyebilirim. Ayrıca eskiden çok utangaç bir kızdım, bunu da böylelikle yenmemi sağladı, anlayacağınız iyi bir hazırlık devresi oldu benim için, “O ses” süreci”.

“İNGİLTERE’YE GİTMEK YERİNE TÜRKİYE’YE GELMEYİ TERCİH ETTİM!”

Promosyon turnesi hakkında ise: “Aslında İngiltere’ye davet edildim ama gidemedim. İstanbul’a gelmeyi istedim. Gerçekten zaman konusunda sıkışığım  çünkü çok yoğunum. Hollanda’da yapacak çok işim var ve programımı takip edeceğim ve o da çok ama çok dolu” diye cevaplandıran Joan, Türkiye’de gördüğü ilgi hakkında ise:  “Türkiye’de insanlar gerçekten bana çok yakınlar. İstanbul’da özellikle  Türkler etrafımı sarıyorlar, eh birkaç turist de olmadı değil, bu durumlarda, “Vay anasını yalnız! değilim diyorum kendi kendime(gülüyor). Bu garip, çünkü Türkçe konuşamıyorum. Öyle etrafımda Türklerle falan da büyümedim ben. Elbette hayatımda önce ailem vardı, ki onlarla da hep iç içe olamadım ve bir Hollandalı gibi yetiştim. Ama tüm bunlara rağmen de kendimi hep bir Türk gibi hissettim. Ki, tek kelime Türkçe konuşamasam da”

Favorilerim İsveç ve Sırbistan!

“Tüm şarkıları, Can’ın ki de dahil olmak üzere dinledim. Ama kesinlikle favorilerim İsveç ve Sırbistan. İkisi de muazzam bana göre” derken şarkısının da Eurovision şarkı yarışmasına prodüktörünün önerisi üzerine Hollanda elemelerine gönderildiğini belirtti:

“Aslında Yeni bir albüm üzerinde çalışıyordum ki, “You and Me”‘yi yeni bitirmiştim, Prodüktörüm şarkıyı Eurovision seçmelerine gönderip gönderemeyeceğini sordu. Ben de “Eh gönder” dedim sonrasında da olanlar oldu. Halen daha yeni albüm üzerinde çalışıyorum. Kör topal da olsa devam ediyor çalışmalarım”. Röportajın sonunda ise “Seni Seviyorum Türkiye” diye herkese selam edip, Bakü’de görüşme sözü vererek bizlere veda etti Joan.  Geride, kendisini tanımış olmaktan ve bir başka muhteşem buluşmanın doyumsuz keyfine varmış OGAE Türkiye üyelerini bırakarak…

(Röportaj: Helin Ege TOK/Can ALTUĞLU)

(Kamera: Hasan H. YAŞAR)