OGAE TURKEY MELODIFESTIVALEN’DA!
Evet, yanlış duymadınız. OGAE Turkey, 14 Mart akşamı Stockholm’de düzenlenen Melodifestivalen Finali’ni yerinde takip etti. Hem de bir değil, iki değil, tam beş üyesiyle.
Eurovision seven her insanın bir şekilde takip ettiği ve sevdiği İsveç ulusal finali yani Melodifestivalen bu yıl Stockholm’ün en modern venue’lerinden Friends Arena’da yapıldı.
İstanbul’dan dört üyemizin Cuma sabah Atatürk Havalimanı’nda başlayan Melodifestivalen yolculuğuna dünyanın öteki ucundan, New York’tan gelen sevgili Şafak da katıldı Stockholm’de. Güneşli fakat hissedilen sıcaklığın gündüz sıfır derece civarında olduğu soğuk bir hafta sonunda İsveçlilerin Melodifestivalen heyecanı görülmeye değerdi.
Eurovision’un her daim en başarılı ülkelerinden olan ve Melodifestivalen’ı da ayrı bir coşku ve heyecanla takip eden İsveçlilerin televizyonlarının ve gazetelerinin manşetten verdiği son dakika haberleri ile heyecanın da giderek arttığı Cumartesi günü, önce hac farizamızı yerine getirmek için ünlü ABBA Müzesi’ne gittik. ABBA Müzesi, Stockholm’de içerisinde Vasa Müzesi’nin de bulunduğu pek çok müzenin yer aldığı yeşil ve doğal bir örtüyle kaplı olan büyük bir yarım adada bulunuyor. Havanın güneşli olmasının tadını çıkaran İsveçliler de bu birbirinden güzel ve özel müzelerin bulunduğu dev yarımadada keyifli bir gün geçirerek hazırlandılar o özel geceye.
İlerleyen saatlerde süpermarketlere hücum eden İsveç halkı televizyon başında geçireceği gece için hazırlıklarına başladı. Bu sırada kaldığımız otelde küçük bir mola verip trenle gideceğimiz Friends Arena’nın yolunu tuttuk. Binlerce İsveçli ile birlikte.
Tam bir aile eğlencesi şeklinde takip edilen Melodifestivalen’a çocuk ve yaşlılarla birlikte renkli ve iddialı kostümleri olan gençler de büyük ilgi gösteriyorlar. Şarkılar söylenerek gidiliyor Friends Arena’ya ve aynı şekilde dönülüyor.
Profesyonel bir prodüksiyon işi olan Melodifestivalen 2015 Finali için Friends Arena’da yerlerini alan İsveçliler, ekranlarda gördüğümüz renkli pankartlarını da yanlarında getirmişlerdi. Genç ve çocukların Eric Saade ve Mans Zelmerlöw’e olan ilgilerini bu pankart ve posterlerden de anlamak mümkündü.
Geçtiğimiz yılın Eurovision birincisi Conchita’nın Sanna Nielsen ve Robin Paulsson ile birlikte Final Countdown’ı söyleyerek ve Avusturya’ya bir “winner” gönderiyoruz diyerek açtıkları gecenin “interval act”inde “What Does the Fox Say”şarkısıyla Amerika da dahil olmak üzere tüm dünyada üne kavuşan Ylvis grubunu izledik ve hep birlikte bir kez daha Stonehenge’in gizemine kafa yorduk.
Gecenin sonuçları ve kazananı ayrı bir yazının konusu olacak. Bu yazının ana fikri ise şu, Melodifestivalen en az Eurovision kadar heyecanlı ve hatta daha kaliteli bir organizasyon. Hem Türk pop müziğinin hem de Türkiye’deki televizyonculuğun içinde bulunduğu durum ve imkanlar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de benzer bir prodüksiyonun yapılabilmesinin şu aşamada bir hayalden ibaret olduğunu bir kez daha üzülerek teyit etmiş olduk.
Görünen o ki OGAE Turkey, Melodifestivalen finalini önümüzdeki yıllarda da yakın markaja almaya devam edecek.