Ve o gün geldi çattı. OGAE Turkey, Avrupa’da yılın en büyük partisi için Stockholm’de yerini alıyor. Bu yıl 30’a yakın kulüp üyemiz, sizler için Eurovision 2016’nın nabzını tutacak. Kimi Globen Arena’da, kimi Basın Merkezi’nde kimi sokaklarda, ama her fırsatta izlenimlerini bu sayfalarda paylaşacak. İlk ulaşan üyelerimizden biri olan Hakan, iki günlük izlenimlerini sizler için kaleme aldı. Kendi çektiği fotoğraflar eşliğinde sizlere bu yazıyı sunuyoruz ve Stockholm Günlüğü’nü resmen başlatıyoruz. 15 Mayıs gününde kadar bizi takip etmeye devam edin.
Enterasan bir şekilde Mayıs ayına Avrupa’nın en serin ve yağmurlu havasıyla giren İstanbul’dan 3,5 saat süren katlanması zor bir uçak yolculuğundan sonra pırıl pırıl güneşiyle Stockholm’e vardım. Kuşkusuz adacıklar üzerine kurulmuş bu tarihi şehir eşsiz ve benzeri yok, burada geçireceğim Eurovision dolu bir hafta sanırım her yönden keyifli geçecek.
Kulübümüzün bu amaçla şehre ilk adımını atan kişi olmam sebebiyle ilk izlenimleri de paylaşmak bana düştü.
Bu yıl kimine göre çok kaliteli kimine göre ise tam tersi çok kalitesiz parçalar yarışıyor. Eurovision’da şarki kalitesi hiçbir zaman mükemmel olmadı ancak listemize giren şarkılar da evladiyeliktir.
Bu yıl birinci yarı finalin ikincisinden daha kaliteli olduğu kabul ediliyor, en azından benim için öyle ve bugün (cuma) 1. yarı finalin ikinci provaları ve finalde yarışan Fransa ve İspanya’nın ilk provaları vardı.
Globen Arena, dünyanın ilk küresel salonu ve estetik açıdan son derece etkileyici, basın merkezi ise arenanın yanında bulunan buz hokeyi salonunda konuşlandırılmış.
Euroclub ise bu yıl Kraliyet Sarayının yanı başında deniz manzaralı bir konumda çift katlı ve değişik bölümlerde farklı konseptlerin sergilendiği bir ortam seklinde düzenlenmiş.
Bir gün buraya yolunuz düşerse, birbirine benzeyen evler ve adacıklar arasında yolunuzu kaybetmemeniz dileğiyle…