BAKIŞ AÇISI-27: ARNAVUTLUK

eneda-tarifa-1

Onikipuan üyesi Burak K’ın bakış açısından Eneda Tarifa ve Fairytale

Öncelikle bir Arnavut göçmeni olarak yorumlarımın olabildiğince tarafsız olmasına çalışacağıma söz veriyorum. Bu tarafsızlığın ne kadar olduğunu da sizin yorumlarınıza bırakıyorum.
Arnavutluk’un aynı gökyüzü altına girmesi, 2004 yılına İstanbul’a uzanıyor. İlk katılımları olan 2004 yılı, aynı zamanda Arnavutluk Eurovision tarihinin en iyi ikinci derecesine sahip. “The Image of You” isimli şarkıyla yarışan Anjeza Shahini, yarı finalde 167 puan alarak 4. sıraya yerleşmiş ve finale çıkmaya hak kazanmıştı. Finalde de toplamda 106 puan alarak 7. olmuş ve ülkesine başarılı bir dereceyle geri dönmüştü.
Eurovision serüvenine çok yakın bir tarihte başlamış olan Adriyatik’in bu güzel ülkesi, geçmişinde henüz bir birincilik bulundurmuyor. Bu zamana kadar aldığı en iyi derece 2012 yılında Bakü’de yarışan Rona Nishliu ve hepimizin ağzını açıkta bırakan Suus performansına ait. Bu şarkı aynı zamanda Arnavutluk’un Eurovision şarkısı dendiğinde direkt akla gelen iki şarkıdan biri olmuştur. Bana göre bir diğeri 2008 yılında yarışan Olta Boka’nın “Zemrën e lamë peng” isimli şarkısıdır.
Yarıştığı 12 yılda beş kere finale çıkamamış olan Arnavutluk, finale çıktığı takdirde 16-17 civarında dereceler alıyor. Bunda oy potansiyelinin düşük bir ülke olmasının da payı büyük. Ama genele baktığımızda Arnavutluk’un çok başarılı katılımlar sağlamadığını görüyoruz. Ülke, temsilcisini her yıl Aralık ayında, yayıncı kuruluş RTSH tarafından düzenlenen ‘Festivali i Këngës’ isimli yarışma ile belirliyor. Bu yarışmayı kazanan, Eurovision sahnesinde boy göstermeye hak kazanmış oluyor. Kazanan şarkılarda şöyle bir tutum görüyoruz; başta Arnavutça olarak duyduğumuz şarkı, ulusal final diyebileceğimiz ‘Festivali i Këngës’i kazandıktan sonra İngilizce’ye çevriliyor. Ağırlıklı olarak bu yöntemle ilerleyen şarkı sistemi için Arnavutluk’un oturmuş sistemi diyebiliriz.
2016 yılına geldiğimizde karşımıza 1982 Tiran doğumlu Eneda Tarifa çıkıyor. Ülkesinde “multi-talent” olarak adlandırılan Tarifa, hem ülkesinde hem de komşu ülkelerde çok sevilen bir isim. Profesyonel müzik kariyerine 2003 yılında başlamış olan Tarifa, 2003 ve 2007 yıllarında da ‘Festivali i Këngës’de şansını denemiş ama ülkesini “Përrallë” isimli şarkıyla temsil etmek için 2015 yılında taçlandırılmıştır.

Arnavutça peri masalı anlamında gelen “Përrallë”, daha sonra İngilizce aynı anlama gelen “Fairytale” olarak değiştirilmiş ve şarkının sözleri İngilizce’ye uyarlanmıştır. Arnavutluk’un Eurovision sahnesine en sevdiğim yanı, her zaman kendilerine bir şeyler katıyor olmasıdır. Bir şeyler denemekten korkmuyor, çekinmiyorlar. Evet, bunları şovlarına yansıtamayıp şov anlamında sıradan kalıyorlar, buna katılıyorum. Ama şarkıları konusunda daha esnekler. Olabildiğince ileri sıçramayı deniyorlar. Tabii arada düşüş yaşadıkları ya da yerlerinde saydıkları zamanlar da oluyor.
2009 yılında Kejsi Tola, o zamana kadarki en modern şarkılarını yaparak yarıştı. Alt yapı olarak etnik ve modern ritimlerin birlikte olduğu güzel bir müzik oluşturmuştu. 2010 yılında Juliana Pasha, ivmeyi bir tık daha yukarı çıkardı ve o zamana kadar yapılanlara yeni bir şey katarak farklı bir şey denedi. 2011 yılında müthiş bir alt yapı ve ortalama üstü bir performansla Aurela Gaçe geldi ve etnik rock diyebileceğimiz bir performans sergiledi ve yine bir tık üste çıkıldı (Evet, Aurela Gaçe finale çıkamadı ama kesinlikle finali hak ediyordu).
2012 yılında ise Rona Nishliu, Suus ile temsil etti. Bu ikili için herhangi bir şey söylemeye gerek bile yok. Eurovision tarihinin en akılda kalıcı performanslarından biriydi. 2013 ve 2014 yıllarına baktığımızda yine bir düşüş örneği görüyoruz. Daha sonra 2015 yılında Elhaida Dani  “I am Alive” ile geliyor ve  Arnavutluk çıtasını bir kere daha yukarı çıkarıyor. Maalesef Elhaida canlı performanslarda yeterince iyi olamadı.
Geldik tekrar 2016 yılına. Üzgünüm ama 2016 biraz yerinde sayma yılı oluyor benim için. Modern bir sound, güzel bir ses ve ortalama üstü diyebileceğimiz sözler. Şarkı, yarışmadaki şarkı ortalamasını bu üçlüyle tutturuyor. Şarkının özellikle nakarat kısmı şarkıyı bir tık daha yukarı taşıyor. Dinleyiciyi tamamıyla içine çeken bir şarkı değil, bunu kabul ediyorum. Ama tamamıyla koparan, dinletmek istemeyen bir şarkı da değil. Her ne kadar canlıda yeterince iyi bir performans sergileyememiş olsa da Elhaida ve şarkısında seyirciyi içine çeken bir yan vardı. Maalesef Tarifa’nın şarkısında bunu göremiyoruz.
Şarkının, İngilizce sözleriyle daha bir bütün olduğunu ve şansının daha arttığını düşünüyorum. Hatta şarkının, Arnavutça’dan İngilizce’ye çevrildiğini değil de, zaten İngilizce düşünülerek bestelendiğine dair bir teorim de var. Çünkü İngilizce sözleri melodi üzerine çok güzel oturuyor ve dinleyici için güzel bir melodi çıkarıyor. İngilizce olarak yarışacak olmasının şarkının olumlu yanlarından biri olduğunun kanaatindeyim.
Tarifa’nın Eurovision in Concert performansını izlediğimde, 12 Mayıs akşamı yarıştığı ikinci yarı finalden temiz bir performansla çıkacağına emin oldum. Oldukça güçlü bir vokal ve onu sahnede izlemekten keyif aldım. Performans olarak nasıl bir şey olacağı konusunu kestiremiyorum. Çünkü Arnavutluk tam anlamıyla yenilikçi diyebileceğimiz performanslarla gelmiyor karşımıza. Bakarsınız Tarifa bizi şaşırtır, belli mi olur?
İçinde bulunduğu yarı final, birinci yarı finale oranla daha az dişli rakibe sahip. Bu durumun, Tarifa’nın lehine olduğu kanısındayım. Güzel bir vokal performansı, jüriden ortalama üstü puan almanız için yeterlidir. Bu yüzden Tarifa’nın jüri puanları iyi olacaktır. Eğer sahnede güzel bir görsellikte olursa seyirciden ortalama üstü bir oy alacak ve finale çıkacaktır. Finale çıktığı takdirde sonucun daha önceki sonuçlardan daha iyi olacağını düşünmüyorum. Ama aynı tempoda giden Arnavutluk için finale çıkmanın da bir başarı olduğunu düşündüğümden, bu başarının Tarifa’ya yakışacağını düşünüyorum.
Arnavutluk’un Eurovision konusunda daha profesyonel bir ekiple çalışması onları şu an oldukları noktadan daha yukarıya taşıyacaktır. Belki yeterli imkanı olmadığındandır bilemiyorum ama önümüzdeki yıllarda daha başarılı, alanında uzman bir ekip hatta belki sipariş usülü bir şarkı Arnavutluk için yeni bir rekor derecesi getirebilir, hanelerine bir başarı derecesi daha yazılabilir. Her şeyin sadece bir senede değişebileceğine en yakın şahitler biz, Türk fanlarız. Sertab Erener ve sonrasında değişen Eurovision seyirimiz, bunun en yakın örneğidir bizim için. Umarım Arnavutluk da kendilerini yansıtacak güzel bir formül bulur ve ülkesini üst sıralara taşır.
12 Mayıs akşamı kalbim Arnavutluk ve Eneda Tarifa ile olacak. Sonucu ne olursa olsun güzel bir performans izleyeceğimize emin olup, Tarifa’ya bol şanslar diliyorum.