Talihsiz Serüvenler Dizisi: İstikamet Şirin Baba

Barlas G. yazdı..


 

Merhaba,

Yazılarıma nasıl başlamam gerektiğini bir türlü ayarlayamadım. Gerçi diğer yazarlarımız köşe yazısı yazmasa, yazı göndermek aklıma bile gelmeyecek, itiraf ediyorum. En son yazıyı 2 Aralık’ta göndermişim bir de, zaman ne kadar çabuk geçiyor.

Bir önceki yazım pek ilgi görmedi sanki. Sahte profil ile yorum atan bile olmadı, o derece yani. Oysa çok güzel şarkıydı Narodnozabavni Rock. Turbo Remix’ini istemiştim elinde olan varsa diye, onu gönderen de olmadı. Neyse artık, geçelim o karanlık günleri.

Bu yazının ana konusunu oluşturacak şarkıyı seçmem pek zor olmadı bu sefer. Hatta şuanda da arka planda o şarkı çalıyor. Bu sefer hangi kusursuz şarkıyı seçtiğimi merak ediyorsanız işte cevabı: Shalalie Shalala…

Bu şarkı tam bir efsane. Gerçi efsane şarkılar benim yazılarımın konusu değildi galiba. Ben hak ettiği değeri bulamamış (!) şarkıları yazıyordum. Favorilerimi yani. Kim ne yazıyor bu blogda onu da anlamadım zaten. Hakan geçenlerde hizmetçi kız mı, garson kız mı ne bir şeyler yazmış. Okuyun onu da, blogda ne yazıyorsa okuyun. Az uğraşmıyoruz onlar için.

Ne diyorduk, bu şarkı tam bir efsane!!! Zira bu şarkının, biri şarkının bestecisi Pierre dede ya da diğer adıyla Father Abraham tarafından seslendirilmiş demo hali olmak üzere tam 6 farklı isim tarafından seslendirilmiş 6 farklı versiyonu var.

Pierre Kartner.preview

Hollanda o sene şöyle bir metot uygulamıştı hatırladığım kadarıyla. Aynı zamanda Şirinler’in müziğinin bestecisi de olan Pierre dedeye önce şarkı sipariş edildi. Pierre dede de şarkının önce şarkının demo halini yayınladı radyoda. Şu halini yani:

 

Sonra da ulusal finalde yarışacak beş ayrı isim belirlendi. Bunlara da elimizdeki malzeme bu, şarkıyı ne hale sokarsanız sokun denildi. Onlar da ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Ellerinden pek bir şey gelmemiş ki, Sienekeciğimin versiyonu hariç hepsi birbirinden berbattı. Mesela şu:

 

 

Ve şu:

 

Ya da şu:

 

Bu grubun elemanlarından biri Türk idi:

 

 

Şuan Youtube’da fellik fellik o seneki ulusal finalin oylama bölümünü arıyorum. Tam bir skandal ve rezillikti çünkü. Maalesef ki bulamadım, o yüzden şöyle bir özet geçeceğim.

Ulusal finalde %80 jüri %20 salondaki seyirciler etkili olacak diye mükemmel bir oylama sistemi oluşturmuş Hollandalı kardeşlerimiz. Jürilerden ikisi Sieneke’ye ikisi de başka birine oy vermiş. Salondakilerin oyu ise üçüncü bir yarışmacıya gitmiş. Bu durumda da sonucu şarkının bestecisi Pierre Kartner’ın belirlemesini istemişler. Başta bir seçim yapmak istememiş ama ısrar edilince Pierre dede yaşına bakarsak 1975 Türkiye Ulusal Finalini izlemiş olması muhtemel ki yazı tura atmak istemiş, ancak onu da kabul etmemişler. O anları hatırlıyorum, Pierre dedeyi o kadar sıktılar ki kararı sen vereceksin diye adamcağız en sonunda Sieneke dedi çekti gitti.

 

Pierre Kartner, Sieneke diyip işin içinden sıyrılırken kameralara yakalandı.
Pierre Kartner, Sieneke diyip işin içinden sıyrılırken kameralara yakalandı.

Utanmadan söylüyorum, bu şarkı benim favorimdi 2010 yılında. Hatta ben yarı finalde oy bile attım buna. Sosyal ağlarda yalvardım da oy verin bu kızcağıza diye. Gerçi o kıyafetle güne giden teyzelere benziyordu Sieneke. Türkiye’den Sieneke’ye üç puan çıkardık diye hatırlıyorum. Evet, bu gurur kesinlikle bizim.

Sieneke, Eurovision Şarkı Yarışması’nda istediğini elde edememiş olsa bile Hollanda müzik piyasasında kendine iyi bir yer edindi. Burayı öyle bir salladım ki cümle bitmeden yalan söylediğimi anlamış olmanız bile olası, o derece. Her neyse, yarışmadan sonra yayınladığı birkaç şarkısını dinlemiştim. Güzel şarkılardı. Hatta birinde Shalalie esintileri vardı sanki. Siz de dinleyin.

Böylece bir yazının daha sonuna geldik. Daha birkaç gün olmasına rağmen, o zamana kadar yeni yazı göndermeyeceğimi düşündüğümden dolayı yeni yılınızı şimdiden kutluyorum. Sağlık, başarı, mutluluk dileklerini falan komple paket halinde gönderiyorum hepinize. Yazıyı ise Sieneke’nin o güzel performansıyla sonlandırıyoruz. İşte karşınızda Sieneke ve Ik ben verliefd (shalalie)…

 

Not: Çocukken okuldan döndüğümde bir kanalda Şirinler diğer kanalda ise Power Rangers olurdu. İkisini de çok sevsem de tercihimi hep Şirinler’den yana kullanırdım. Ta o zamandan belliymiş Shalalici olacağım. Çok yaşa sen Pierre dede.

 

Barlo